Lefke, Toros Dağları’nın heybetli zirveleriyle Akdeniz’in masmavi sularının buluştuğu, verimli toprakların güneşin altında uzandığı eşsiz bir destinasyondur. Büyüleyici manzaralarla çevrili bu şehir, zengin bir tarihi mirasa sahiptir ve toprakları, bereketli meyve ve kuruyemişlerle doludur.
Dağlardan süzülen saf kaynak suları ile beslenen toprakları, Lefke’yi tarımsal bir cennet haline getirmiştir. Bölge, "Kıbrıs’ın Meyve Sepeti" olarak bilinir ve burada bol narenciye bahçeleri, incir, badem ve ceviz yetişir.
Yaz aylarında şehir, renkli festivallerle canlanır. Haziran ayında Güzelyurt Portakal Festivali, Temmuz ayında ise Lefke Ceviz Festivali düzenlenir ve çiftçileri, gurmeleri ve gezginleri bir araya getirir.
Tarih Kokan Bir Şehir
Lefke, sadece doğa tutkunları için bir cennet değil, aynı zamanda derin tarihi köklere sahip bir şehirdir. Roma İmparatorluğu’na ve daha eski çağlara dayanan bu şehir, bakır ve altın madenciliğiyle zenginleşmiştir. Bugün, mimarisinde sömürge geçmişinin izleri görülür, Osmanlı camileri ve tarihi evler ise zamana meydan okumaktadır.
Şehrin hemen dışında, iki büyük arkeolojik alan bulunur – Soli ve Vouni Sarayı.
Soli – Canlanan Bir Roma Kenti
Soli’nin antik kalıntıları, Roma dönemi mimarisinin büyüleyici örneklerini sunar. Mozaik zeminleri mitolojik figürlerle süslenmiş olan bazilika, ve bir zamanlar konuşmaların ve tiyatro oyunlarının sahnelendiği amfitiyatro, günümüzde açık hava konserleri ve performanslara ev sahipliği yapmaktadır.
Vouni – Deniz Üzerindeki Saray
Ortaçağ hikayelerinden fırlamış gibi duran bir uçurumun zirvesinde, Akdeniz’in muhteşem manzarasına bakan Vouni Sarayı’nın kalıntıları yer almaktadır. Burada geçmiş medeniyetlerin ihtişamını yansıtan bir atmosfer hakimdir ve bölgenin zengin kültürel tarihini gözler önüne serer.
Lefke, tarihin ve doğanın iç içe geçtiği, toprakların bereketini cömertçe sunduğu, geçmişin kalıntılarının modern dünyaya açılan bir kapı olduğu eşsiz bir yerdir.
